Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ross Daly - Hatif

Slumdog Millionaire / Milyoner Kenar Mahalle İti Yapım: 2008  -  ABD     Türü: Aile ,  Casusluk ,  Dram ,  Romantik Süre: 120 dakika Yönetmen: Danny Boyle,  Loveleen Tandan,  Oyuncular: Dev Patel,  Freida Pinto,  Ayush Mahesh Khedekar,  Anil Kapoor,  Irfan Khan,  Madhur Mittal,  Azharuddin Mohammed Ismail,  Rubiana Ali,  Tanvi Ganesh Lonkar,  Imran Hasnee,  Ashutosh Lobo Gajiwala,  Chirag Parmar,  Tanay Chheda,  Sheikh Wali,  Saurabh Shukla,  Mia Drake,  Jira Banjara,  Müzik: A.R. Rahman,  Sonu Nigam,  Alisha Chinoi,  Alka Yagnik,  Maya Arulpragasam,  Görüntü Y.: Anthony Dod Mantle,  Senaryo: Simon Beaufoy,  Senaryo (Kitap): Vikas Swarup,  Yapımcı: Christian Colson,  Paul Ritchie,  Tessa Ross,  Paul Smith,  Konusu: Bir Hint filmiyle ...
Black/Siyah Yönetmen: SANJAY LEELA BHANSALI Oyuncular: Amitabh Bachchan (Debraj Sahai), Rani Mukherjee (Michelle McNally) Dil: Hintçe Tür: Dram Süre: 119 Dk. Yıl: 2005 Sinema dünyası, kendisine ait birçok olumlu-olumsuz materyal ve değerleri içinde barındıran bir sektör. Herkesin kendi algı ve değer yargılarına göre benimseyeceği/istifade edeceği bir alan… Kimileri hala öcü-böcü gibi baksa da, yabana atılamayacak kadar güçlü etkisiyle, insanları kendisine bağlayan/yönlendiren ve eğiten bir alana sahip. Sinemayı yok sayanlardan olmak niyetinde değilim. Olması gereken düzeyde ilgi alanına dâhil edilebileceğini ve muhafazakâr kesiminde/İslami camianın da yararlanma noktasında bir bakış açısı geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Böyle küçük bir girizgâhtan sonra, sizlerle paylaşmayı kendime vazife addettiğim bir filmi tanıtmak isterim. İzlediğinizde pişman olmayacağınız bir yapıt: “BLACK” Dünyası “Black” (Karanlık-Siyah) olan...

Cins Eylül 2016... Poster ve 15 Temmuz Çizgisi hediyeli... Bir hücum marşı çalıyor... Geliyor mu kulağına?

Mevdudi Tefhimü’l Kur’an nasıl bir metodla okunmalı? Mümin ve de muhsin bir adamın biyografisi olan “Mevdudi” kitabından inanın çok şey alacaksınız. Güncelleme: 14/03/2013 12:12 http://www.dunyabizim.com/afacan/12699/tefhimul-kuran-nasil-bir-metodla-okunmali Kitap denen malum nesne insana neler katar hiç düşündünüz mü? Harflerin yan yana dizilişiyle ortaya çıkan kelimelerden meydana gelen cümleler ve art arda sıralanan paragraflardan oluşan sayfaların toplamından ibaret olarak sayabilir miyiz kitabı? Ya da bilgiyle yazılmış, bilgece bir tavırla oluşturulan metinler olarak mı düşünmeliyiz kitabı? Kitap ki insanı aydınlatan, yüreğinin çözül(e)meyen düğümlerinin bir bir çözümüne vesile olan, nice yaralar açıp nice sızıları dindiren, iki kapak arasında birbirinden farklı ve de değerli sözün ince ince işlendiği, okunup sonlandırdığınızda bitmeyen, bilakis o an bir şeylerin başladığı, yazarın okyanus olup açıldığı, okuyucunun ise daralıp sığındığı bir limandır aslında… Ka...

Salınarak yürüsen de, sakın SALLAMA geçmişini../ Cihanoğlu Külliyesi/Aydın

https://www.facebook.com/ibrahim.afacan.12

Dinle, "Dinlen"

Dergi çıkarmak öyle herkese nasip olmaz! Konya’da mahallede doğan ve 9 sayı devam eden ‘Hilal’ dergisinin ne de safiyâne hisler, heyecanlar ve mütevazı çabalarla çıktığı beyanındadır. Güncelleme: 17/03/2012 08:08 “Konya’da bir grup Müslüman aynı mahallede ikamet ediyorlar ve mahallenin Müslümanca yaşaması için endişeleri var.” diye başlamıştı sevgili dostum   Vural Kaya …   Hilâl Dergisi   için dunyabizim.com’a yazmış olduğu   haberinde . Şimdi dönüp baktığımda, hayat ne de çabuk ilerliyor. Hayat ne kadar da hızlı akıyor ve değişiyor. Bugün varsın, yarına Allah Kerim… Belki varsın, belki de yoksun… Vural Kaya, o günlerde bu çabayı önemsedi ve bunu kelimelere aktardı. Ben de bugünlerde başka bir dergide, Vural Kaya’nın da içinde bulunduğu   Mahalle Mektebi   dergisini tanıtma çabasındayım. Mahallede kendi aramızda yaptığımız derslerde doğdu fikir Geçelim şimdi asıl mevzumuza. Ne kadar cüret edebilirim böyle bir yazı yazmaya bilmiyorum. Uma...
Her sözümüz sadaka-i cariyedir Damla Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Neslihan Güneş’le, okuyucunun gönlüne düşen ‘DAMLA’ yı konuştuk. Güncelleme: 13/12/2011 13:01   Hayat, kendi içerisinde farklı ‘dert’ ve ‘tasa’ların var olduğu bir yer. Burada dert ve tasadan kastım, hayatın ve var olan değerlerin en doğru ve en güzel şekilde korunması ve kullanılmasıdır. Herkesin derdi farklı farklıdır. Razı olunacak bir hayat yaşama derdinde olana, derman Allah’tır. Kişi O’nun yolunda ise, derdi de O’nu incitmeden ve en sonunda da incinmemekse eğer, bilin ki o kişi doğru yoldadır. Yol uzundur. Yolcu her daim yoldadır. Yolunu kaybetmeden menzile ulaşma derdindedir. Bir şeyler üretme ve ardından bu gök kubbede hoş bir seda bırakma peşindedir. Hayatın var olan maddi-manevi sıkıntılarından kurtulup -tamamen kurtulmak mümkün değilse de, bir miktar uzaklaşıp- bir şeyler üretme derdinde olan Müslim ve de Müslime’lerle her daim karşılaşıyoruz. Rabbim sayılarını eksik etmesin. İşte bu M...
Konya’da kitap dostlarının kalbiydi Nükte Şehirlerde insanları tutan mekanlar vardır. Konya’da Nükte Kitabevi böyle bir mekandı işte. Güncelleme: 30/09/2011 14:02   Nükte Kitabevi… Yaratan var etmiş o güzelim yeryüzünü. Güneşi ve aydınlığı… Ama var olduğum/bulunduğum mekân, bu doğal ışıklarla değil de suni ışıkların etkisi/tesiri altında… Mekân, kapısını haftanın yedi günü kitapseverlere açarken, var olan mekân sahibi ve çalışanları da gönül kapılarını kitapseverlere, kitap kurtlarına, edep-erkân bilenlere ve gönül ehline açmayı ihmal etmezlerdi. Mekâna vakıf olabilmek için bir kat aşağı inmek ve rutubet kokusuyla beraber kitap kokusunu burun deliklerinizi çatlata çatlata yüreğinizin derinine çekmek gerekiyordu. Demir raflardan oluşan kitap rafları, kendi soğukluğunu kitabın sıcaklığına bırakır ve soğuk yüzüne kitabın sıcaklığını katarak gülümserdi. Kaset rafları, dergilik derken mekân daha da hoş hale gelir ama bitmezdi. Mekânın birkaç farklı yerinde öbek hal...
Böyle kasetlerin oldu mu? TV'ler, Ahmet Mercan'ın Giz Ajans'tan çıkardığı kasetler kadar olamadı. Güncelleme: 29/07/2010 15:03 Bir dönem vardı ki, o dönemde bizler kitapevlerine uğradığımızda o kitapevlerinin kaset bölümleri olurdu. Yeni çıkanlar, şiir, ezgi, türkü, enstrümental bölümlerine göz atar ve yeniler içinde bize uyan bir şeyler çıktıysa onu kaset arşivimizin sonuna eklerdik. Sadece yeni çıkanlardan bir şeyler almakla kalmaz, kıyıda-köşede kalmış ve bir döneme damgasını vurmuş, birçok evin, zihnin içinde fikrin ve zikrin oluşumuna katkı sağlayan o güzelim kasetleri de ihmal etmezdik. Tabii ki bu dönem, ‘MP3 Player’lerin, ‘I Pod’ların, ‘I Phone’ların pek olmadığı, CD ve DVD satışlarının kasete oranla daha az tercih olduğu dönemlerdi. CD ve DVD’lerin pahalı geldiği ve o öğrencilik yıllarının vermiş olduğu nakit problemini de içine katarak söyleyecek olursak kasete bir kat daha sevgiyle baktığımız dönemlerdi. Görselleri büyütmek için üzerini tı...