Ana içeriğe atla
Böyle kasetlerin oldu mu

Böyle kasetlerin oldu mu?

TV'ler, Ahmet Mercan'ın Giz Ajans'tan çıkardığı kasetler kadar olamadı.

Bir dönem vardı ki, o dönemde bizler kitapevlerine uğradığımızda o kitapevlerinin kaset bölümleri olurdu. Yeni çıkanlar, şiir, ezgi, türkü, enstrümental bölümlerine göz atar ve yeniler içinde bize uyan bir şeyler çıktıysa onu kaset arşivimizin sonuna eklerdik. Sadece yeni çıkanlardan bir şeyler almakla kalmaz, kıyıda-köşede kalmış ve bir döneme damgasını vurmuş, birçok evin, zihnin içinde fikrin ve zikrin oluşumuna katkı sağlayan o güzelim kasetleri de ihmal etmezdik. Tabii ki bu dönem, ‘MP3 Player’lerin, ‘I Pod’ların, ‘I Phone’ların pek olmadığı, CD ve DVD satışlarının kasete oranla daha az tercih olduğu dönemlerdi. CD ve DVD’lerin pahalı geldiği ve o öğrencilik yıllarının vermiş olduğu nakit problemini de içine katarak söyleyecek olursak kasete bir kat daha sevgiyle baktığımız dönemlerdi.
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Görselleri büyütmek için üzerini tıklayınız
Ve ne güzel kasetler olurdu raflarda. Kitap raflarına oranla daha zarif ve naif olan kaset raflarını en ince dokunuşlarla ve sevgiyle okşar ve tek tek incelerdik. Elimize aldığımız kasetin içinde hangi parçaların veya anlatının olduğunu gözden geçirirdik. Ve bize sıcaklığını hissettiren o plastik kutucuğu açmak için acele etmez ve o kutucuğun yanına heyecanı da katarak evimizin yolunu tutardık. Evimizin kendimize ait o köşesi veya odasında kasetçalarımıza takar ve içimizde beklettiğimiz heyecanımızı acele etmeden yavaş yavaş dışarı bırakırken aynı zamanda kasetimizin de sonunu bulurduk. Bir de o kasetleri o dönemin teknoloji ürünü olan ‘walkman’lerimize takar, sırt üstü uzandığımız yatağımızda, gecenin ilerleyen saatlerine yelken açar ve kulaklık kulağımızdayken birçok defa uyuyakalırdık.
Biz onlarla hayata yeniden başlardık
Kimlerin kasetleri olmazdı ki o raflarda. Ömer Karaoğlu, Eşref Ziya, Hasan Sağındık, Mustafa Demirci, Mehmet Emin Ay, Mustafa Uysal, Taner Yüncüoğlu, Özhan Eren, İbrahim Sadri, Grup Yorum, Kardeş Türküler, Esat Kabaklı, Musa Eroğlu, Bedirhan Gökçe, Erkan Oğur, Yedi Karanfil ve burada ismini sayamadığım, birbirinden güzel sanatçıların kasetleri bize arz-ı endam eder ve biz de temaşa eylerdik. Kaset kapaklarına baktıkça o güzel sanatçı bir parçasıyla zihnimizde bize eşlik etmeye başlardı. Bu güzel insanlar hayatımızın sessizliğine ses katarlar ve yüreğimizdeki birçok duyguya tercüman olurlardı. Zihnimizde başlayan o güzel tınılar bizi rahat bırakmazdı. Evimizin her köşesine sirayet ederler ve biz onlarla hayata yeniden ve kendini yineleyerek başlardık.
İşte o dönemde kaset arşivimi süsleyen ve ayrı bir hazla dinlediğim saygıdeğer insan ve ağabeyimiz Ahmet Mercan’ın, Giz Ajans’tan çıkma, anlatı, tiyatro ve ezginin bir arada harmanlandığı o kasetleri gündem yapmak istedim.
Sevgili Ahmet Mercan Ağabeyimiz yazılarıyla gönül ve fikir dünyamıza çok fazla katkı sağladı. Selam Dergisi yazı işleri müdürlüğü yapmış ve Giz Ajans yayın yönetmenliğinde bulunmuştu. Umran, Özgür ve Bilge, Özgün İrade, Yedi İklim ve birçok farklı dergide yazıları yayımlanmıştı. Radyo programları yapmış ve radyofonik oyun tarzında çok sayıda oyun yazmış ve yönetmişti. Anlatı-tiyatro tarzında bir ‘Bilinç Seti’ için çaba harcamış ve birbirinden güzel çalışmalara imza atmıştı aynı zamanda. Ve daha birçok çalışma onun elinde birer ışığa dönüşmüş ve insanların-inanların yolunu aydınlatmıştı.
Birbirinden önemli kavramlar üzerine yeniden düşünmemizi sağladı
Ahmet Mercan, birbirinden önemli ve değerli kavramı gündem yapmış ve bizlerin istifadesine sunmuştu. ‘Mustazaf-Müstekbir’, ‘Allah Hizbi-Şeytan Hizbi’, ‘Zekât-Faiz’, ‘Tesettür-Moda’, ‘Tevhid-Şirk’, ‘Adalet-Zulüm’, ‘Âhiret-Dünya’, ‘Ma’ruf-Münker’, ‘Takva-Fücur’ gibi kavramları bizim için anlamlandırılması gereken kavramlar haline getirmiş ve içselleştirmemize katkı sağlayan kasetleri yayın hayatına kazandırmıştır. İşte bu kavramlar hakkında birkaç küçük not:
* Mustazaf olmayı müstekbir olmaya yeğlemek gerekir.
* Kur’an’ın ‘en büyük düşman’ olarak tarif ettiği şeytanın hizbinden olmamak için Allah’ın hizbine kendimizi adamamız gerekir.
* Biz eğer bereket umuyorsak bunun faizle değil, kesinkes mallarımızı zekâtla arındırarak olacağını bilmemiz gerekir.
* Bu modern toplumda örtülmesi gerekenleri setretmek gerekir. Değilse moda rüzgârının nerede ve ne zaman başımızı derde sokacağı belli olmaz.
* Bizi ‘bir’lemek ve tek olanı kabul etmek kurtaracak. İmanlarımıza şirki katık yapmamak kurtaracak yine bizi.
* Hakkı olana hakkını teslim etmemek zulümdür ve adalettir, zulmün karanlığını yenecek olan.
* Ma’ruf’un temsilcisi olmak ve Münker’in uzağında kalmak.
* Takva’nın en büyük düşmanı Fücur’dur.
Ahmet MercanGüzel insanlar güzel sesler
Bu güzelim kasetlere sesleriyle ruh katan o ‘Güzel Adamlar’ı unutmamak gerekir. Ömer Karaoğlu, Taner Yüncüoğlu, Tamer Duman, Mevlana İdris, Yener Turan bu güzel anlatı kasetlerine ses olmuşlar, yürek olmuşlar ve bizi enfes sesleriyle mest etmişlerdi.
Ahmet Mercan’ın bu anlatı kasetlerinin haricinde emek verip, göz nuru döktüğü radyofonik oyun ve bant tiyatrolarını da hatırlatalım. ‘İbrahim Ethem’, ‘Hz. Selman-ı Farisi’, ‘Hz. İkrime’, ‘Hz. Hubeyb’, ‘Hz. Dırar b. Ezver’, ‘İmam Rabbani’, ‘Hendek’, ‘Bediüzzaman’, ‘Kocakarı ile Ömer’, ‘İmamın Öldürülüşü’, ‘Türkistan Geceleri’ gibi birbirinden güzel ve kaliteli çalışmaları temin edip dinlemeniz size yeni bir ruh katacaktır.
Bu emek mahsulü ürünleri bize cömertçe sunan o ‘Güzel Adam’, Ahmet Mercan’a selam olsun.

İbrahim Afacan tekrar gündeme getirdi


Yorum
Eski kASETLER
serdal erol
Sevgili kardeşlerim eski eserleri şu sayfadan gönderiyorum 

http://forum.filistinetkinlik.com/index.php?topic=27249.40
30/11/2010, 12:08
güzeeel
tahir
dilinie ve yüreğine sağlık. 
yazılarının zevkle takip ediyoruuz. 

kardeşim selamlar olsun
02/11/2010, 14:41
Eski kasetler mp3 oldu!
Abdullah Sabit
Selamun Aleykum 

Bu kasetlerin nerdeyse tamamı (bilinç serisi, tiyatro kasetleri, patagonyanın sesi, insanlar ve soytarılar gibi mizah kasetleri...) 
mp3 formatına çevrildi... 

Radyolar zaman zaman yayınlıyorlar... 

Ankara'da Radyo Denge, Radyo Hedef, Radyo Arifan, 
İstanbul'da Özel Fm'de olduğunu biliyorum... 

Radyolar kendi aralarında paket program, arşiv paylaşımında bulunduklarından Anadolu'daki birçok radyoda da mevcut bu eserler... 

Sanırım bir kısmı internette de var...
02/08/2010, 15:40
Kaset'e devam kardeşim.
Fatih PALA
Bu kasetlerin hemen hemen hepsi var arşivimde. Özellikle kasetten dinlemeyi tercih ediyorum. Kaset çaların kapağını "tak" diye açıp kaseti "cızt" diye yitip "pat" diye kapağını kapatıp "çat" diye play düğmesine basıp volümeyi yükseltip köşeye çekilip dinlemeye başlamanın hazzı çok farklı. B bölümü çalışmayan kaset çalarımızı daha yeni tamir ettirmiştim... Kaset dinlemeye devam yani. Dijitalleşen dünya bizi de dijitalleştiriyor mu ne! Yok kardeşim, kaset dinlemeye ve kasetten dinlemeye el
02/08/2010, 15:25
BİRDE
TACETTİN NÜKTE
KARDEŞİM BİZİ ESKİ(MEZ) GÜNLERE GÖTÜRDÜN. 
BİZ BU KASETLERDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK. 
KALPTEN ÇIKAN KALBE GELİR... 
(BU ARADA İBRAHİM ETHEM,İMAM RABBANİ,İMAMIN ÖLDÜRÜLÜŞÜ,MALCOM X BANT TİYATROLARI VE DAHA NELER NELER)
02/08/2010, 08:44
Bir hayırsever çıksa da!!!
Mustafa UĞURLU
Bu kasetler piyasada olmadığına göre telif hakkı da yoktur. Madem öyle elinde bu kasetlerden olan birileri bunları dijital ortama aktarsa biz de dinlesek.
30/07/2010, 11:20
bu haberide grdümya vallahi bi hoş oldum :)
zeliha akkaya
bu kasetlerin hepsi bnm evimde var..lakin artık kaset çalar yok:(
29/07/2010, 15:27

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sahabe Hatıraları

Sahabe Hatıraları, Elif Erdem, Hale Şahin ve Rukiye Aydoğdu Demir hanımefendilerin kaleminden çıkan ve sahabe efendilerimizin hayat hikâyelerine dair bize tablolar çizen/sunan bir kitap. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bizlere örnek ve önder olarak gönderilmiştir. Vahyin gelişinden, gözlerini bu dünyaya kapadığı ana kadar sözleri ve davranışlarıyla Ümmet-i Muhammed’e rehberlik etmiştir.  Efendimiz’in bu hayat serüveninde kendisinin yanı başında ve dizi dibinde birçok yol arkadaşı olmuş ve onlarla geçirdiği zaman dilimi içerisinde de tarih sayfalarına kaydedilen ve nesilden nesile aktarılan nice hatıralar var olagelmiştir. Sahabe efendilerimiz, vahyin ilk muhatapları olan ve bu vahyin tebliğcisi Nebi (s.a.v)’i “âdeta başlarına konan bir kuşu ürkütmemek istercesine” dinleyen, dinlediklerinin etkisiyle yürekleri imanla çarpan ve “Asr-ı Saadet” iklimine yelken açan kimseler olarak bizlere de örnek olan kişilerdir. Peygamberimiz (sav)’in terb...

TEKASÜR SURESİ

● TEKÂSÜR SÛRESİ ● ▼ MEALİ Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla… (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' Öyle ki (bu,) mezarları ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü. Hayır; ileride bileceksiniz. Yine hayır; ileride bileceksiniz. Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, (böyle yapmazdınız.) Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette göreceksiniz. Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız. Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz .         GENEL BİLGİ Tekâsür suresi, Kur’an-ı Kerim’in 102. suresi olup, 8 ayetten oluşmaktadır. Mekki bir suredir. Kevser suresinden sonra, Maun suresinden önce inmiştir. İlk ayette geçen, Tekâsür kelimesi, sureye isim olmuştur. Elhâküm ve Makbûre isimleriyle de anılmıştır.        SEBEB-İ NÜZUL 1 - Yahudiler hakkında nazil old...

Uyanmak Üzere Olan Bir Adam

UYANMAK ÜZERE OLAN BİR ADAM Hasan Harmancı Büyüyenay Yayınları / Öykü/Hikâye / 103 Sh. Uyuyamış bir adam olarak yazıyorum “Uyanmak Üzere Olan Bir Adam” hakkında… Kulağımda Sedat Anar üstadın muhteşem performansıyla o güzelim santur sesi ve güftesi Niyazi Mısrî’ye ait olan ‘İnsan’ adlı parçası. “Kararmış gönlün ey gâfil, nasihat neylesin sana, Hâcerden katıdır kalbin, öğüt kâr etmeyen insan!” İşte bu insanın sebebiyetiyle ortaya çıkan koronavirüs günlerinin bir fiil devam ettiği zaman dilimlerinden geçiyoruz millet ve ümmet olarak yani bir fiil insanlık olarak... ‘Ne oldu? Ne olacak?’ ve benzeri soruların çokça sorulduğu zaman dilimlerinden geçiyoruz. ‘Bugün vefat sayısı düşmüş baksana’ dediğimiz zaman dilimlerinden… Bunu önceki günlerin ve dünyadaki vefat eden insanların çokluğuyla kıyas ederek ama aynı zamanda bir “can”ın, hangi “can”ların yüreğinden kopup gittiğini tam da kestiremeden söylediğimiz zamanlardan… ‘Vaka sayısı iyi ya, binin altına düşmüş’ dediğimiz za...