Ana içeriğe atla
Bu dergi mahalleye çıkıyor

Bu dergi mahalleye çıkıyor

Konya'da bir grup Müslüman aynı mahallede ikamet ediyorlar ve mahallenin Müslümanca yaşaması için endişeleri var.

Sizin hiç mahalle derginiz oldu mu? Benim oldu. Gözlerim kör olmadı ama…
Dergiler bir potansiyelin okumasına yönelik bir çaba, bir gayret ürünü şeylerdir. Peki ya mahalle için dergi çıkartılır mı? Çıkartılırmış meğer, bunu da duyduk, gördük. Konya’da yaptığımız fanzinler toplantısında ilginç dergi hikayeleri dinlemiştim ama bu mahalle dergisi ayrıca hayret uyandırdı bende. İbrahim Afacanyönetiminde Konya’da bir grup Müslüman aynı mahallede ikamet ediyorlar ve mahallenin Müslümanca yaşaması için endişeleri var. Bu endişeye matuf hallerle iştigal etmeyi amaç edinmişler. Ve sırf mahalleleri için temiz ve anlaşılır dille metinlerden oluşan bir dergi çıkartıyorlar. Dergiyi belirli sayı adedi belirleyerek aralarında tekrar satın alarak mahalleye dağıtıyorlar. Çok tuhaf, çok içli bir şey bu. Ben bu derginin fanzin kavramıyla birebir örtüşen bir dergi olduğuna inanıyorum. Mahalle dergisi ve ücretsiz ve elden ele dağıtımı yapılan bir dergi. “Abi seni bizim dergiye abone yapalım” demiyorlar yani. Zaten ilk zamanlar bir fanzinmiş her yönüyle sonradan resmileştirilmiş. Keşke ilk haliyle varlığını sürdürseymiş dergi.
Hilâl DergisiHilâl Dergisi
Hilâl Dergisi, 15.02.2006 tarihinde yayına başlamış. Aylık çıkmış bir süre.
2006’da sadece iki sayı çıkabilmiş  sadece. Sonrasında ise 01.03.2009’da izinli bir dergi olarak ve iki aylık bir periyotla yeniden şahlanmış Hilal; yok yok yeniden görülmüş.
Derginin genel yayın yönetmenliğini İbrahim Afacan, editörlüğünü ise Âdem Karataşyürütüyor.
Hilâl DergisiDergi şimdi ise mahalle dergisi olmaktan yerel bir dergi olmaya doğru ilerliyor. Daha doğrusu ilerlemiyor. Geriliyor. Ne güzel düşünmüşsünüz be kardeşim işte. Çok ayrı,  şahane bir kafayla yola koyulmuşken yerel olmaya oradan da genel olmaya doğru gitmeye kalkışmanın anlamı ne? Mahalle dergisisin ve fanzinsin öyle kal işte. Dikey geçişe ihtiyacın mı var sanki?
Kasım başında sekizinci sayısıyla okurunu selamlayan Hilal Dergisi aslına rücu ederek hayatiyetini sürdürmeli kanaatimizce. Öyle daha şık ve unutulmaz olacaktır her hal ü karda.
Hilâl DergisiDergide beni duygulandıran bir yazar var ayrıca. Eyup Bilgilihoca. Eyup hoca ilk ustalarımdandır. Onun adını görür görmez ayrı bir haz duydum Hilal’den. İbrahim Afacan ve Adem Karataş beyler iyi iş çıkarmışlar doğrusu. Ayrıca Mühendislik ve İlahiyat okuyan nitelikli genç dostlarımızın bu dergide yazıyor oluşunu öğrendim. Bu gençlere ne oluyor böyle? İyilikler güzellikler ülkesine doğru kalemini bayraklaştıran bu gençleri gıyaben selamlıyor ve seviyoruz efendim. Adem Ceylan dostumuzun da imzası mı var? Sanki evet evet son Hilal sayısında böyle bir imza gördüm. Çıdamsın Adem Çıdamsın vesselam!.
Hilal’i görmede emeği geçen yazar kadrosunu ve bu nitelikli, ayrıksı mahalleyi ayrıca tebrik etmek gerek. Yok böyle bir mahalle Türkiye’de.

Vural Kaya, mahalleyi ve Hilal’i, sevdi, bildirdi.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sahabe Hatıraları

Sahabe Hatıraları, Elif Erdem, Hale Şahin ve Rukiye Aydoğdu Demir hanımefendilerin kaleminden çıkan ve sahabe efendilerimizin hayat hikâyelerine dair bize tablolar çizen/sunan bir kitap. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bizlere örnek ve önder olarak gönderilmiştir. Vahyin gelişinden, gözlerini bu dünyaya kapadığı ana kadar sözleri ve davranışlarıyla Ümmet-i Muhammed’e rehberlik etmiştir.  Efendimiz’in bu hayat serüveninde kendisinin yanı başında ve dizi dibinde birçok yol arkadaşı olmuş ve onlarla geçirdiği zaman dilimi içerisinde de tarih sayfalarına kaydedilen ve nesilden nesile aktarılan nice hatıralar var olagelmiştir. Sahabe efendilerimiz, vahyin ilk muhatapları olan ve bu vahyin tebliğcisi Nebi (s.a.v)’i “âdeta başlarına konan bir kuşu ürkütmemek istercesine” dinleyen, dinlediklerinin etkisiyle yürekleri imanla çarpan ve “Asr-ı Saadet” iklimine yelken açan kimseler olarak bizlere de örnek olan kişilerdir. Peygamberimiz (sav)’in terb...

TEKASÜR SURESİ

● TEKÂSÜR SÛRESİ ● ▼ MEALİ Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla… (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' Öyle ki (bu,) mezarları ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü. Hayır; ileride bileceksiniz. Yine hayır; ileride bileceksiniz. Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, (böyle yapmazdınız.) Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette göreceksiniz. Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız. Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz .         GENEL BİLGİ Tekâsür suresi, Kur’an-ı Kerim’in 102. suresi olup, 8 ayetten oluşmaktadır. Mekki bir suredir. Kevser suresinden sonra, Maun suresinden önce inmiştir. İlk ayette geçen, Tekâsür kelimesi, sureye isim olmuştur. Elhâküm ve Makbûre isimleriyle de anılmıştır.        SEBEB-İ NÜZUL 1 - Yahudiler hakkında nazil old...

Uyanmak Üzere Olan Bir Adam

UYANMAK ÜZERE OLAN BİR ADAM Hasan Harmancı Büyüyenay Yayınları / Öykü/Hikâye / 103 Sh. Uyuyamış bir adam olarak yazıyorum “Uyanmak Üzere Olan Bir Adam” hakkında… Kulağımda Sedat Anar üstadın muhteşem performansıyla o güzelim santur sesi ve güftesi Niyazi Mısrî’ye ait olan ‘İnsan’ adlı parçası. “Kararmış gönlün ey gâfil, nasihat neylesin sana, Hâcerden katıdır kalbin, öğüt kâr etmeyen insan!” İşte bu insanın sebebiyetiyle ortaya çıkan koronavirüs günlerinin bir fiil devam ettiği zaman dilimlerinden geçiyoruz millet ve ümmet olarak yani bir fiil insanlık olarak... ‘Ne oldu? Ne olacak?’ ve benzeri soruların çokça sorulduğu zaman dilimlerinden geçiyoruz. ‘Bugün vefat sayısı düşmüş baksana’ dediğimiz zaman dilimlerinden… Bunu önceki günlerin ve dünyadaki vefat eden insanların çokluğuyla kıyas ederek ama aynı zamanda bir “can”ın, hangi “can”ların yüreğinden kopup gittiğini tam da kestiremeden söylediğimiz zamanlardan… ‘Vaka sayısı iyi ya, binin altına düşmüş’ dediğimiz za...