Ana içeriğe atla

ASR SURESİ


ASR SURESİ

Düşün zamanın akıp gidişini!
‘Dehr’in içinde değil ‘Asr’ın içinde yaşadığını
Ve
Farkında mısın ‘Asr’ın
Yani akıp gidişini engelleyemediğin, yeniden gelmesine gücün yetmediği, bir daha yakalanamayacak olan zamanın.
Ve
Farkında olmalısın ‘Asr’ın
Çünkü güne başlarken doğuşunu ve akşam dönerken batışını gördüğün güneş senin hayatından, zamanından, ömründen bir çok şey götürdü.
Ve
Farkında olmalısın ‘Asr’ın
Trafik ışıklarında durduğun zaman, lamba içerisinde senin bir an önce bitmesini istediğin zaman sayacı, aslında senin hayatından, zamanından, ömründen gidiyordu.
Ve
Farkında olmalısın ‘Asr’ın
Kolumuzdaki, cep telefonumuzdaki, duvardaki veya bilgisayardaki tıkır tıkır işleyen saatlere hükmü geçen var mı?
Duuuuuur! diyebilen birileri!
Ve
Farkında olmalısın 'Asr'ın
İnsanın sermayesi ömrüdür,
o ise her nefes, her saat harcanılıp tükenmekte ve her nefes geçtikçe o nimetlerin sonu ve hesabı yaklaşmaktadır.
Ve
Farkında olmalısın ki,
Mümin, zamana sahip olamadığında nimete sahip olamayacağını
ve zamana ait olmak yerine zamana sahip olmayı tercih eden kişidir.
Ve
Asla unutma ki,
zaman öyle bir nimettir ki, o varsa cennet kazanılır.

Haydi o zaman
Hükmümüz altına alamadığımızın hükmü altına girmeye!
Ve onu olması gerekene göre
Hayat kılavuzunda tarif edilen şekline göre kullanmaya!

Gerçek şu ki; insan ziyandadır.
Kazanacak yerde zarar etmek, sermayeyi kaybetmek, nihayet hasret ve ümitsizlik içine düşmek. Zayi olmak ve ziyana uğramak ne kadar acı. ‘Asr’ın farkına varamayan, aslına vukufiyet sağlayamayan nasıl ziyandan kurtulsun.
İnsanoğlu iki şey hususunda yanılmıştır: Bunlardan birincisi sıhhat diğeri ise boş vakittir.” (H.Ş.)
Zamanın muhatabı ‘Asr’ın içini neyle ve nasıl doldurması gerektiğinin ana kaidelerini bulacak ve ‘Asr’ın muhatabı bilecek ki içini dolduramadığı zaman dilimi onun hüsranına ve ziyanına sebep olacaktır. Zaman olmadan eylem olur mu?
İman ameli, amel daveti, davet, sabır ve sebatı gerektirir.

Meğer ki imana erip doğru ve yararlı işler yapanlardan olsun.
Kurtuluşun temel şartı ikidir: İman ve onun üzerine bina edilen sâlih amel.
Zaman olmadan eylem olmaz demiştik. Peki iman olmadan diğer yararlı işler nasıl yapılacak?
Kuranı inceleyenler bu kalıbı bilirler. ‘İman edenler ve yararlı işler işleyenler…’ diye. Etle-tırnak gibi. Bir elmanın iki yarısı gibi. İkisini birbirinden ayırdığınız zaman anlamını yitiren, bütün olma vasfından uzaklaşan bir durum.
O zaman sağlam bir iman ve ardından sağlam eylemler ardı ardına gelecek.
Ama şu durumdan uzak kalmak için elimizden geleni yapmak durumundayız.
"İnkar edenlerin amelleri, engin çöllerdeki serap gibidir. Susayan onu su zanneder. Fakat oraya vardığında umduğundan hiçbir şey bulamaz." (Nur/39)

Ve birbirlerine hakkı tavsiye edenlerden.
İman bir hakikat, salih amel bir hakikat ve hakkın kendisi bir hakikattir.
Öyle olunca hakikate inanmak ve savunmak zor iştir. Mümin, inançta tevhidi, eylemde sâlihât ve adaleti, hakikati, hakkın yolunu, hakka ve hukuka riayeti tavsiye edecektir.
Kişi iman edecek, ardından salih amelini işleyecek ve yaptığı hakiki işi -doğru iş ve işleri- diğer insanlara anlatıp hatırlatacak-tavsiye edecek.

Ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden.
Sabır, hak ve hakikat üzerine direnmek, düzeltme işinden vazgeçmemektir. Sabır, izzet ve şeref verir.
Sabır, omuzladığı hayat emanetini sahibine zayi etmeden ulaştırmak için götürürken, rüzgar tersinden esmeye başladığında geri adım atmamak, yükü atmamak, yolu satmamak, yola yatmamaktır.
Yukarıda zikrettiğimiz eylemler bütününü yerine getiren bir şahıs hangi zor şartlarla karşılaşacağını bilmelidir. Hayatını ona dar edeceklerdir. Ülkesinden sürmeye kalkacaklardır. Nasıl ki peygamberler bunlarla karşılaşmışlarsa bunların hepsine sabretmek zorundadır.
Ve bu zamana kadar anlaşılan manasıyla bir ‘sabrı’ kastetmeden “sabır+mücadele” olarak sabrın sınırlarını ve yapısını en güzel şekilde göstermelidir.
Ve bunu buluşulacak en güzel mekanda olmak dileğiyle yapmalıdır.

Ya Rab! Bizi kaybedenlerden kılma! (amin)



İBRAHİM AFACAN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sahabe Hatıraları

Sahabe Hatıraları, Elif Erdem, Hale Şahin ve Rukiye Aydoğdu Demir hanımefendilerin kaleminden çıkan ve sahabe efendilerimizin hayat hikâyelerine dair bize tablolar çizen/sunan bir kitap. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bizlere örnek ve önder olarak gönderilmiştir. Vahyin gelişinden, gözlerini bu dünyaya kapadığı ana kadar sözleri ve davranışlarıyla Ümmet-i Muhammed’e rehberlik etmiştir.  Efendimiz’in bu hayat serüveninde kendisinin yanı başında ve dizi dibinde birçok yol arkadaşı olmuş ve onlarla geçirdiği zaman dilimi içerisinde de tarih sayfalarına kaydedilen ve nesilden nesile aktarılan nice hatıralar var olagelmiştir. Sahabe efendilerimiz, vahyin ilk muhatapları olan ve bu vahyin tebliğcisi Nebi (s.a.v)’i “âdeta başlarına konan bir kuşu ürkütmemek istercesine” dinleyen, dinlediklerinin etkisiyle yürekleri imanla çarpan ve “Asr-ı Saadet” iklimine yelken açan kimseler olarak bizlere de örnek olan kişilerdir. Peygamberimiz (sav)’in terb...

TEKASÜR SURESİ

● TEKÂSÜR SÛRESİ ● ▼ MEALİ Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla… (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' Öyle ki (bu,) mezarları ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü. Hayır; ileride bileceksiniz. Yine hayır; ileride bileceksiniz. Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, (böyle yapmazdınız.) Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette göreceksiniz. Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız. Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz .         GENEL BİLGİ Tekâsür suresi, Kur’an-ı Kerim’in 102. suresi olup, 8 ayetten oluşmaktadır. Mekki bir suredir. Kevser suresinden sonra, Maun suresinden önce inmiştir. İlk ayette geçen, Tekâsür kelimesi, sureye isim olmuştur. Elhâküm ve Makbûre isimleriyle de anılmıştır.        SEBEB-İ NÜZUL 1 - Yahudiler hakkında nazil old...

Uyanmak Üzere Olan Bir Adam

UYANMAK ÜZERE OLAN BİR ADAM Hasan Harmancı Büyüyenay Yayınları / Öykü/Hikâye / 103 Sh. Uyuyamış bir adam olarak yazıyorum “Uyanmak Üzere Olan Bir Adam” hakkında… Kulağımda Sedat Anar üstadın muhteşem performansıyla o güzelim santur sesi ve güftesi Niyazi Mısrî’ye ait olan ‘İnsan’ adlı parçası. “Kararmış gönlün ey gâfil, nasihat neylesin sana, Hâcerden katıdır kalbin, öğüt kâr etmeyen insan!” İşte bu insanın sebebiyetiyle ortaya çıkan koronavirüs günlerinin bir fiil devam ettiği zaman dilimlerinden geçiyoruz millet ve ümmet olarak yani bir fiil insanlık olarak... ‘Ne oldu? Ne olacak?’ ve benzeri soruların çokça sorulduğu zaman dilimlerinden geçiyoruz. ‘Bugün vefat sayısı düşmüş baksana’ dediğimiz zaman dilimlerinden… Bunu önceki günlerin ve dünyadaki vefat eden insanların çokluğuyla kıyas ederek ama aynı zamanda bir “can”ın, hangi “can”ların yüreğinden kopup gittiğini tam da kestiremeden söylediğimiz zamanlardan… ‘Vaka sayısı iyi ya, binin altına düşmüş’ dediğimiz za...